Orijinal adı: The Last GirlYazar: Jane Casey
Yayınevi: Olimpos
Sayfa: 502
Genç kız ilk kurbandı... Boğazı kemiğe kadar kesikti, karşı koyma şansı bulamadı. İkinci kurban annesiydi... Kadın, karşı koymak için en azından bir süre mücadele etti. Kimsenin görmediği bir katil nasıl yakalanır...
Güney Londrada suç mahalline çağırılan Maeve Kerriganın ilk aklına gelen, bunun sonu kötü biten aile içi bir kavga olduğuydu. Ancak üst kattaki odalardan birinde kanlar içinde ve bilincini yitirmiş bulunan kocası, katil değil üçüncü kurban olduğu konusunda ısrarlıydı. Durum böyleyken, tek tanık onun genç kızıydı ve konuşmuyordu…
"Zekice, karmaşık ve çok etkileyici bir cinayet romanı... Uzun süre bu romanın etkisinden kurtulamayacaksınız."
-Lee Child-
Jane Casey size kesinlikle kolay bir kurgu sunmuyor, katil herkes olabilir ve elinizde asıl olaydan farklı bir sürü şey de var. Öncelikle dava ilginç. Sürekli suçluları savunup onları beraat ettirmesiyle bilinen uyuz bir avukat var elimizde, ama öldürülen o değil. Gayet vahşi bir şekilde öldürülenler kızı ve karısı. Karısıyla da kızıyla da normal bir aile bağı yok ama evlerine girenin kızın boğazını kesecek kadar vahşet saçması düşündürüyor. Öldürülen kız Laura'nın bir de ikizi var ve annesi ile kız kardeşini bulan da bu Lydia isimli zavallı. Kız kardeşi sosyal ve sevilen çocukken Lydia sessiz, naif bir kız ve bir hayli sarsıldığını söylemek yalan olmaz.
Gelelim asıl karakterlere... Serinin üçüncü kitabından giriştiğim için geçmişleri var tüm karakterlerin. Ama asıl karakter Maeve Kerrigan hoşuma gitti. Sinir bozucu gibi gözüken Derwent isimli ortağı da bence bir hayli iyi, bir de erkek arkadaşı Rob var ama onun hakkında bu kitapla pek bilgi sahibi olamıyorsunuz. Takım iyi, evet ellerinde önemli bir dava var ama aynı zamanda tüm ekibin başında olan çete savaşları dosyası var. Zannımca bu olay önceki kitaplara dayanıyor, o yüzden bu kitapta biraz havada ama çok da mühim bir mesele değil gibi. Direk bu kitaptan dalsanız da olur kısacası.
Suçluları beraat ettiren bu avukatın tabi ki düşmanları var. Ayrıca aile ilişkileri de dediğim gibi karışık ama ne kadar karışık olduğunu siz bile tam anlayamıyorsunuz. Adamın suçları bariz olan kişileri dosya hatası vs ile beraat ettirmesi zaten baya gıcık. Polisiye dizi izlemeyi seviyorsanız bu tipte insanlara denk gelmişsinizdir. Siz karakterlerle birlikte asıl olayı anlamaya çalışırken katil ise durmaya niyetli değil.
Jane Casey'nin elimde bir kitabı daha var, büyük ihtimalle onu da yakında okuyacağım. Gizem kısmı çok kuvvetli işlenmese de hızlıca hop bam diye katili bulma felan olmayınca daha da hoşuma gitti. Böyle ince düşünülen ve uzun uzun dedektiflerin ortamını anlatan kitaplar da diziler de favorilerimden. Jane Casey'e şu zamana dek şans vermediyseniz bence sırası gelmiş.
0 Yorumlar