Orijinal adı: DefiantYayınevi: Koridor
Sayfa: 521
Connor MacKinnon, komutanı Lord William Wentworth'ten öyle nefret etmektedir ki Wentworth'ün yeğenini bir Şavninin esaretinden kurtarmakla görevlendirildiğinde kızın da tıpkı dayısı gibi aşağılık biri olduğunu düşünür. Ancak karşısında gördüğü kadın cesur ve güzel fakat çevresi tehlikelerle sarılıdır. Sarah'yı kurtarmanın tek yolu ise onu kaçıran ve üzerinde kötü emelleri olan hain savaşçının ellerinden onu bir şekilde geri almaktır.
Londra'da yasaklarla büyüyen ve kendini bir anda bir trajedinin ortasında bulan Leydi Sarah sınırdaki zorlu koşullara karşı hazırlıksız yakalanmıştır ya da belki de hazırlıksız yakalandığı, Connor için hissettiği duygulardır. Ormanı geride bıraktıklarında asıl korunmaya ihtiyacı olan kişinin Connor olduğu anlaşılır. Dayısı Lord William, Connor'ın onu kurtarmak için yaptıklarını bilse hiç düşünmez onu öldürürdü.
Ne var ki tutku bir kez alev aldı mı onu söndürmek ya da varlığını inkar etmek zordur. Aşkın izlerinin savaştaki en kötü yaradan daha derin olduğunu gören Connor'ın Sarah'yı kendi yanına çekmek için krallığa karşı gelmesi gerekecektir.
Nihayet serinin sonuna gelebildik. Geçen ay sürekli aklıma gelip duruyordu, demek ki hissetmişim de kavuştuk son kitabına. Bayram hediyesi ayağına aldırdığım kitabı iki günde bitirdiğimi söyleyeyim öncelikle. Zaten her kardeşi çok sevmiştim seride, Connor da farklı değildi.
Connor, seri boyunca uyuz olduğumuz Alman beyi William'ın yeğenini kurtarmaya gidiyor. Kızılderililerin işkencesinden kızı kurtarmayı başarıyor ama onunla evlenip şahit karşısında gerdeğe girmesi gerekiyor. Kızın güzelliği ve sevimliliği karşısında zaten kendini kaybeden Connor içten içe isteyerek bu görevi hallediyor. Sarah da tecavüz hissi değil, garip bir elektriklenme hissediyor zaten.Bu kısımdan sonra onu sağ salim William'ın yanına götürmesi gereken Connor, Joseph ile kızı korumaya çalışarak yola düşüyorlar. Connor kızın ondan çekindiğini hissediyor ama nedeninin kızın onu tekrar istemesi olduğunu geç anlıyor! Eh iki gönül bir olunca da yolculuk onların güzel zaman geçirdiği bir şeye dönüşüyor.
Yolun sonunda Connor, Sarah'dan ayrılması gerektiğini bildiği için yavaştan kızdan uzaklaşmaya başlıyor ve Sarah da bu durum karşısında bozuluyor. Ama hesaba katmadıkları bir hamilelik yüzünden Connor yaptığı aptallığı da fark edip onun gitmesine izin veremeyeceğini görüyor. Tabi William bu konuyu hiç hoş karşılamayıp daha da sinir olmanıza neden olacak sürüsüne aptallık yapıyor. Özellikle bebeğin Connor'dan olduğunu öğrenince Connor'a 1000 kırbaç cezası vermiyor mu, tam dayaklık. Yavru kuşum üçüncü gün acıdan bayılıyor zaten. Neyse ki abileri geliyor da William'a mantık yolunu zorla gösteriyorlar.
Bu kadar sinir olduğumuz William ise kitabın sonlarına doğru nihayet bencillikten uzak bir hamle yapmayı başarıyor ve kendini feda ederek aşık kumruların kaçmasına vesile oluyor. Tüm bu tuzağa düşme felan zaten onun salaklığı yüzünden çıktığından aslında görev bilinciyle yapması gerek tabi. Sarah'nın ailesinde en sevdiği kişi olan dayısı William ile her ne kadar bozuk olsa da araları ayrılmalarını görüyoruz.
William öyle kalmıyordur umarım diyerek Pamela ablaya bir mail attım ve öğrendim ki William'ın hikayesini yazmayı düşünüyormuş. Hatta Joseph'e de bir kitap yazacağını söyledi. Ben Cooke bile olabilir dediğimde neden olmasın dedi ayrıca, bu yüzden seri aslında tam olarak bitmiş sayılmaz. Ama bu üç erkeğin heyecanlı maceraları kesinlikle seriyi mükemmel kılıyor. En güzeller hep finaller olduğundan, ilk iki kitabı okuduysanız buna da kesinlikle yakın zamanda başlamanız gerektiğini bilin.
0 Yorumlar