Orijinal adı: It's In His Kiss
Yazarı: Julia QuinnEpsilon
384 sayfa
Gareth St. Clair ciddi bir çıkmazdadır. Ondan nefret eden babası St. Clair mülkünü ve mirasını mahvetme yolunda ilerlemektedir. Garethın elindeki tek şey geçmişin sır perdesini kaldırabilecek ve geleceğin anahtarı olan eski bir aile günlüğüdür. Sorun şudur ki günlük İtalyanca kaleme alınmıştır ve genç adam bu dilde tek bir kelime dahi bilmemektedir.
Sosyete bir konuda hemfikirdir: Hyacinth Bridgerton kimselere benzememektedir. İnanılmaz derecede zeki ve açıksözlüdür. Fakat ona dair bir şey - çekici ve eziyet verici - Garethı nedense etkisi altına alır.
Her yıl düzenlenen Smythe-Smith Müzikalinde ikilinin yolları kesişir. Hyacinth İtalyancası mükemmel olmasa da ona günlüğü çevirmeyi teklif eder. Fakat gizemli satırları incelerken peşine düştükleri tüm soruların cevabını birbirlerinde bulurlar. Artık hiçbir şey kusursuz tek bir öpücük kadar saf değildir.
Öpüşünde Saklı benim aslında dört gözle beklediğim
kitaplardan biriydi. Çünkü Bridgerton kardeşlerden Hyacinth favorim olmaya aday
bir kardeş. Sivri dili, kimseden sakınmaması ve mizah anlayışı onu benim
gözümde süper bir karakter yapıyor. Ayrıca Lady Danbury ile takılması da onun
bu özelliklerinin gelişmesinde büyük bir etken. Yalnız serinin tamamını
düşünürsek kitaplar ilerledikçe kurgunun biraz düştüğünü söylersek yalan olmaz.
Kitabın erkek karakteri, babası tarafından yıllarca hor
görülmüş, önemsenmemiş ve aşağılanmış bir karakter: Gareth St. Clair. Gareth
evin küçük oğlu, bir de abisi var. Babasıyla ilişkileri, babasının onu para
için bir kızla evlendirmeye çalışmasıyla tamamen kopmuş, birbirlerine ne zaman
bir yerde rastlasalar öfke ile birbirlerini süzüyorlar. Ayrıca Gareth,
babasının kendi öz babası olmadığını da babası sandığı adamdan öğreniyor. Babası
bunu bir tehdit ögesi olarak kullanmaktan da çekinmiyor. Gareth evin haylaz
oğlu rolüne bürünüyor, kadınlarla yatıp kalkıyor. Ama abisi ölüp veliahtlığı
ona bıraktığında sosyetedeki genç kızlar ve anneleri arasında bir anda
ünleniyor.
Gareth Lady Danbury’nin torunu olduğu için Hyacinth ile
karşılaşmamaları mümkün değil. İlk karşılaşmaları her sene düzenli olarak gidip
kulak zevklerini mahvettikleri o meşhur çalgıcı kız kardeşlerin gösterisinde
oluyor. Lady D.nin zorla çağırdığı Gareth’ten Hyacinth anında etkileniyor.
Gareth’ın zekasına ve cazibesine kapıldığını inkar etmek istese de bir süre
sonra bundan vazgeçiyor. Gareth’ın da Hyacinth’e karşı boş olmadığı bir gerçek.
Onun sivri dilinden ve zevkinden hoşlanıyor, her ne kadar kızın sosyetedeki ünü
iyi olmasa da Gareth bu yüzden onu ilginç buluyor.
İlişkileri karşılıklı atışma havasında gitse de Gareth’ın
bir gün babasıyla karşılaşıp tartışması üzerine Gareth, Hyacinth ile evlenmek
istediğini fark ediyor. Soluğu hemen Anthony’nin yanında alan Gareth dileğini
bildirdiğinde Anthony’den bir oh çıktığını işitiyor. Burası benim bir hayli
komik bulduğum bir yer, ailede Hyacinth’i evlendirmeyi düşünmeyen kimse yok ve
bu davranış da gayet iyi bir özet oluyor :D
Kitapta Hyacinth ve Gareth’ın, Gareth’ın diğer
büyükannesinin günlüğünü çözmeleri de anlatılıyor. İtalyancası tek düze olan
Hyacinth günlüğü okudukça büyük annenin bir yerlere gizlediği saklı bir
hazinesi olduğunu anlıyor. Birkaç kere eve gizlice girip arıyorlar ve hiçbir
şey bulamıyorlar. Bu gizem kitap boyunca tam olarak çözülmüyor. Sonucu sadece
epilogda anlıyorsunuz ki o da hem komik hem de acıklı :D Ama asıl bu kitabın
devamı niteliğindeki “The Epilogue II” kısmını okumak gerekiyor.
0 Yorumlar