Son bir aydır blog ile doğru düzgün ilgilenme fırsatı bulamadım. Geçirdiğim sınav haftası hayatımdan bir kesimi götürdü açıkçası. Ama aslında şu son bir ay harcadığım paranın haddi hesabı yok. Ne mi aldım, bir sürü kitap tabi ki de =)
Öncelikle Tüyap İstanbul'a gittim. Ankara'dan çıktım yola, "bu sene kaçırmayacağım artık" diyip vardım İstanbul'a. 2 yıldır Ankara'da olmama rağmen İstanbul'un kendisi beni hem yordu, hem de defalarca "burada insan nasıl yaşıyor yahu" gibi sorular türetmeme neden oldu. Bu hayıflanmalarımın derecesini Kitab-ı Sevda ya da Kağıt Kız'a sorabilirsiniz :P Tabi uzun süredir net ortamında görüştüğüm güzide blogger arkadaşlarımla da bu sayede ilk defa yüz yüze tanışmış olduk. Ve beraber fuarın tozunu attırdık. Peki ne aldım? :
Herkes kule yapar da ben yapmaz mıyım? Benim kulem de böyleydi İstanbul dolaylarında. Ama dönüşü vardı ki bir de sormayın gitsin. Bir daha gelirsem ne gibi hazırlıklarla gelmem gerektiğini çok çok iyi öğrendim bu ilk seferde :D
Yayın evlerinin fuar dolayısıyla çıkardıkları kitaplar revaçtaydı, benim zaten favori yazarlarımın çıkışı da bu döneme denk geldiği için ellerimi Quinn'den, Nora'dan, Rachel'dan uzak tutamadım, zaten tutmayı da düşünmedim :D
İstanbul'dan döndükten sonra Ankara'da bir sahafta ise Laurell'in kitaplarını buldum. Almamaya çalıştım ama yine kendimi tutamadım. Gölgelerin Öpücüğü zaten öyle her sahafta da bulabileceğiniz bir kitap değil, Zincirlenmiş Narkissos'u da kitaplığıma ekledim fiyatı uygunken, sıra bu kitabına geldiğinde direk okuyabileyim diye.
Ayrıca sevgili Dex'in yolladığı kitaplar da kitaplığımda yer edindi. Kapaklarının her biri birbirinden çekici. Karanlık sular çoktan okundu bitti ve yorumu da en kısa sürede burada olacak. Kısacık söyleyeyim: çok ilginç ve de güzel bir kitaptı =)
Bir ara da Agatha çılgınlığım tutmuştu ve kendimi yine elimde bir sürü kitapla buluvermiştim. Hala sırada okunmayı bekleyenler kısmında bu kesim de. Ne ara aldığımı dahi pek hatırlayamıyorum.
Ankara Kitap 2012 de beni bekliyordu sanırım. Geçen seneki gibi bir kitap fuarı değildi bu sefer, yayınevlerinin birkaçı da oradaydı. Doğan, YKY, Timaş, April stantlarını açmıştı. Ben de tabi bir uğramadan edemedim. Kendimi sıktım ve sadece üç kitap alıp geziyi noktaladım. Aldığım kitapların ikisi stant açan kitapçılardandı. İşte Ankara hala tam adapte olamadı kitap fuarı olayına, zamanla bu stantlarda umarım Pegasus, Epsilon, Martı gibi yayın evlerini de görürüz.
Ve son olarak da çok uygun bir fiyata bulup kendimi kaybettiğim ve de bugün elime aldığım cicilerime geldi sıra. Favori yazarlarımı görünce listede kendimi tutamadığımın kanıtı bu resimdir. Ne zamandır çevirisi yapılmayan, büyük ihtimalle de durdurulan Amanda Quick (Artemis sağ olsun) tekrar okumayı uzun zamandır istediğim bir yazardı. Ona saldırdıktan sonra Lisa Kleypas geliyor. Dream Lake okuyup çok sevdiğim bir kitaptı ama e-book olarak okuduğum için onu da kitaplığımda görmek istedim. Julia Quinn'in ise Bridgerton serisi hariç de güzel serileri var, bu vesileyle onlara da başlamış olacağım. Rachel Gibson ve Elizabeth Hoyt da çok sevdiğim yazarlardan, o iki kitap da dört gözle okunmayı bekliyor.
İşte geçtiğimiz ayın raporu böyle. Kendimi ne denli kaybettiğim kanıtı budur. Bir süre kitap satan yerlerden uzak durmaya çalışacağım ki yine kendimi kaybetmeyeyim...
0 Yorumlar