17.03 - Yorumbaz - Yorum ve 'Toplum Nedir?' incelemesi
17.03 - Sevgili Kitap - Ön okuma ve yorum
18.03 - Zimlicious - Yazar tanıtımı
18.03 - Kitab-ı Sevda - Yorum ve Okuyucu Testi
19.03 - Kağıt Kız - Çekiliş
19.03 - Romancekolik - Top 5 Distopik Kızlar, Distopya Üzerine Makale
20.03 - Kitap Esintisi - Yorum ve FanArt
20.03 - Kitap Hayvanı'nın Günlüğü - Alıntılar ve Soundtrack
Sizce "kusursuz" bir yaşam mümkün olabilir mi?
Kimi seveceğinize, nerede çalışacağınıza, hatta ne zaman öleceğinize başkalarının karar verdiği bir dünya düşünün.
Bu dünyada uzun bir hayata, harika bir işe, ideal bir eşe sahip olmak için neredeyse hiçbir bedel ödemeniz gerekmiyor çünkü tüm seçimleri sizin adınıza görevliler yapıyor. Üstelik hepsi "kusursuz" seçimler. Cassianın yapay bir cam fanus içerisinde yaşadıklarını idrak etmesi uzun sürmüyor. Toplumun ona sunduğu mükemmel dünyanın tüm nimetlerine sırt çevirmeye hazır. Kalbinde hissettiği aşkın gücü ve özgürlük için göstereceği cesaret onu yeterince güçlü kılmaya yetiyor. Ama Topluma başkaldırabilmek ne yazık ki mümkün değil. En azından şimdilik…
Çevrildiği her dilde çok satanlar listesine girmeyi başaran Eşleşme, hayalin gerçekle, geçmişin gelecekle iç içe geçtiği fantastik bir dünyada yaşanan etkileyici bir aşk ve uyanış öyküsü anlatıyor.
Normalde bir kompozisyonda giriş, gelişme, sonuç bölümleri vardır. Bu kitabı da kompozisyonun giriş bölümü olarak ele alabilriz. Kitap boyunca toplumun nasıl bir yer olduğunu, kurallarını, yönetimini, katılığını görüyorsunuz. O kadar kuralcı ki bireylerin hiçbir şeyde seçim hakkı yok. Yapacakları meslekler, gidecekleri okullar, sosyal aktiviteleri ve de en önemlisi evlenecekleri kişileri toplum seçiyor. İşte Cassia da eşleşme yemeğine en yakın arkadaşı Xander ile aynı anda gidiyor ve büyük bir beklenti ile eşinin kim olacağını merak ediyor. Ama tam o sırada eşinin belirmesi gereken ekran kararıyor. Bunun anlamı ise; eşinin tanıdığı birinin olması. Kaderin bir cilvesi ile en yakın arkadaşı Xander eşi olarak seçiliyor ve ikisi de buna çok şaşırıyorlar.
Sonra bir şeyler değişti sanıyorsanız hayır. Hayatlarına devam ediyorlar, Cassia tasnifçilik için sınava giriyor. Tasnifçilik de ilginç, kesinlikle yeni bir şey oluşturamıyorsunuz, yazı yazmak felan tamamen yasak. Sadece tasnif ediliyor. Çoğu şey 100 şey olarak sıralanmış. Örneğin 100 şiir, 100 şarkı, 100 film gibi. Bunların dışında hiçbir şey yok. Ya da Cassia öyle sanıyordu, çünkü dedesinin yıllardır yasak bir şiir sakladığını öğrenmesi onu bir hayli şaşırtıyor. Aynı şekilde evlerindeki bilgisayarda, eşini tanıması için verilen diskte eş bölümünde bir anlığına Xander’in resmi çıkmıyor. Ky isimli, sessiz sakin, evlatlık alınmış, evlatlık alınmadan önce daha kırsal kesimde yaşayan bir çocuk eşi olarak görünüyor ki Cassia onu da çocukluğundan beri tanıyor. Bir şeylerin tersliğinden şüphelenen Cassia, Ky ile beraber oldukça etrafını sorgulamaya başlıyor. Büyük ihtimalle bu hikayenin “gelişme” kısmında göreceğimiz çoğu şeyin temeli burada atılıyor.
Kitapta sona doğru aslında Cassia, Ky ve Xander’ın nasıl da kukla olarak kullanıldıklarını görüyorsunuz. Toplumdaki yetkililerin neler sakladıklarını ve de bu yüzden Cassia gibi insanlarda nasıl yavaşça isyan tohumlarının atıldığını görüyorsunuz.
Her ne kadar baskı, gerginlik, kuralcılık hissettiren bir kitap gibi görünse de, dikkatli baktığınızda bu kitapla başlayan umut kıvılcımlarını hissedebilirsiniz.
Seri, dünya genelinde çok sevildi. Eh, sevilen serilerin bol bol neleri olur? Fan Art'ları tabi ki. Aşağıdaki videoda kitabın içeriğine göre yapılmış birçok çizim bulabilirsiniz. Arkadaki müziği merak ederseniz de, yazarın playlistinde de yer alan ve çok sevdiğim biricik grup Coldplay'in 'Til Kingdom Come şarkısı. İyi seyirler!
0 Yorumlar